Yeşil Vadi adıyla bilinen bir köyde zamanın birinde taşlarla dolu bir dünya varmış. Bu köyde ailesi ile birlikte yaşayan küçük bir çocuk varmış. Bu küçüğün adı Emir’miş. Emir taşlara karşı büyük bir tutku besliyormuş. Köydeki diğer çocuklar top oynarken Emir taş koleksiyonu yapmak için dağlara tırmanıyor ve nadir bulunan taşları toplamak için büyük çaba harcıyormuş.
Emir’in en sevdiği taş Parıldayan Yıldız Taşı imiş. Her gece tüm köy halkı uyuduktan sonra bu taşı aramak için yola koyulan Emir tüm geceyi dışarıda geçirirmiş. Ona göre bu taşlar dünyadaki en değerli hazinelermiş.
Bir gün köye uzak diyarlardan bir seyyah gelmiş. Bu seyyah Emir’in taş koleksiyonunu görmüş. Emir’in taşlara olan sevdasını fark eden seyyah köyden ayrılırken Emir’e ‘’Taş Avcısı’’ lakabını koymuş. Giderken çok değerli ve nadir bulunan bir taşı da Emir’e hediye etmiş.
Köyün zengin ağası Emir’in bu tutkusundan vazgeçmesini istiyormuş. Emir’in taş toplamasını engellemek için onu defalarca uyarmış. Bir gün ağanın kötü kalpli adamları Emir’in tüm taş koleksiyonunu çalarak dağların en zirvesine götürüp bırakmışlar.
Bu duruma çok üzülen Emir taşlarını bulmak için dağlara doğru yola koyulmuş. Büyük zorluklar ile karşılaşan Emir sonunda kötü kalpli adamların taşlarını attığı yeri bulmuş. Taşlarını alan küçük çocuk bu sefer de kötü kalpli adamların saldırısı ile karşılaşmış. Ağanın adamları Emir’i yaralayarak onu dağlarda yaralı bir biçimde yalnız bırakmışlar.
Durumu fark eden köy halkı Emir’i aramak için yola koyulmuş. Köy halkı hep bir elden Emir’i aramak için dağın farklı yerlerine gitmişler. Sonunda Emir’i bulmuşlar ve köye getirmişler. Yaralarını sararak iyileşmesini sağlamışlar.
Emir bu günden sonra taş koleksiyonunu çok gizli bir yere saklamış ve kimseye bu taş koleksiyonundan bahsetmemiş. Gizli gizli değerli taşlar toplamaya devam etmiş ama bunu artık çok daha dikkatli bir biçimde gerçekleştirmiş. Emir’in aklında her zaman köye gelen seyyah varmış. Kendisi de onun gibi bir seyyah olmak istiyormuş. Kim bilir belki yıllar sonra biraz daha büyüdüğünde o da bir seyyah olur ve taş koleksiyonunu bambaşka diyarlarda gezerek tamamlarmış.